4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 59-60 ÖZGÜN Yayınları

4. Sınıf Türkçe Kitabı Yakutistan Masalı: Cesur Vay’ın Deniz Macerası Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 59, 60


4. Sınıf Türkçe Kitabı Yakutistan Masalı: Cesur Vay’ın Deniz Macerası Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları


4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 59-60


YAKUTİSTAN MASALI: CESUR VAY’IN DENİZ MACERASI 

Cesur Vay adında bir genç varmış. Tundraların bittiği yerde, tam deniz kıyısında yaşıyormuş. Deniz, göz alabildiğine büyük, geniş, derin… Korkunç dalgalar her an kıyılara vuruyormuş. (…) Ne zaman balıkçılar ava çıksa kayıkları parçalayıp insanları denizin altına çekiyormuş. Avcılar denize açılmaktan korkuyormuş…

Ama ne çare?.. Nereye gidecekler? (…) Başka ülkeye yol bilmez, başka iş bilmez, denizden beslenirlermiş. Bir gün Cesur Vay deniz kıyısına gelip bir kayanın üstüne oturmuş. Güneşli, açık, sakin, sıcak bir gün. Evde yiyecek bir şey yok. Yaşlı babası da çadırdan çıkıp yanına gelmiş, yaşlı kemiklerini ısıtmak istemiş. Cesur Vay,

– Baba can bugün hava sakin ben ava çıkmak istiyorum, demiş.
Babanın ödü kopmuş:
– Sakın ha! Kayığımız küçücük. Dalgaların ne zaman kabaracağı (…) belli olmaz oğul can!
– Hiç fark etmez baba can. Bugün ben denize açılacağım.

Okunu, yayını, zıpkınını almış, kayığı denize indirip hızla küreklere asılmış Vay. Hava güzel, deniz çarşaf gibi… Bütün gücüyle kıyıdan uzaklaşmıştı. Artık, ne bir kara parçası ne de bir adacık. Cesur Vay rüzgâra yalvarmış:

– Es ey rüzgâr es! Bütün gücünle es! Foklar, balinalar çıka gelsin, bir büyük balıkla döneyim, herkese bir lokma yiyecek vereyim…

Rüzgâr duymuş bu sesi. Yavaş yavaş dalgaları kaldırmaya başlamış, biraz sonra dalgalar kabarmış… Küçücük kayık dalgaların üstünde uçuyormuş. Üç gün, üç gece kayık oradan oraya savrulmuş. Cesur Vay canını dişine takmış.


“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 59-60 ÖZGÜN Yayınları”

4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 60 Cevapları


(…) Dördüncü gün fırtına hafiflemiş. Tek balık ortada yok. Vay, yorgun, Vay bitkin… Bir türküye başlamış. Öyle bir türkü ki balıkların dilinden… Öyle bir türkü ki yürekten… Bütün canlıların hoşuna giden… Fırtına iyice dinmiş, balıklar koşuşup bir anda kayığın çevresini sarmış, burunlarını suyun üstüne çıkarmış. Vay, zıpkın atmış, bir balık yakalayıp kayığın içine almış. Bir tane daha, bir daha, arka arkaya… Kayığı doldurup sevinçle küreklere asılmış. “Köyde benden umudu kesmişlerdir ama önemli değil. Büyük bir avla dönüyorum.” diyerek sevinmiş. (…)

Bu sözleri duyan deniz aniden kabarmış. Kayığın altından bir darbe duyulmuş. Kara, kocaman bir mors görünmüş. (…) Dişlerini kayığın kenarlarına geçirmiş, gözlerini Vay’ın gözlerine dikmiş. Vay huzursuz, Vay korku içinde,

– Bırak kayığı, bırak çekil, diye bağırmış. (…)
Mors dile gelmiş:
– İnsanlar bizi hep öldürdü! Şimdi de senin sonun geldi! Hiç bağırma!
Vay başka bir öneride bulunmuş:

– Madem konuşuyorsun, madem dilin var; anlaşabiliriz. Gel, buradan bizim çadıra kadar yarış yapalım. Sen önce oraya varırsan beni ye! Ben önce varırsam, yakamı bırak. (…) Mors, Vay’dan çok daha hızlı yüzeceğini düşünerek hemen kabul etmiş. (…) Yarış başlamış. Mors bir çırpıda kıyıya varmış. Kumların üstüne saplanmış, kendini yeniden sulara çekememiş. Köylüler ellerinde bıçaklarla koşup gelmişler. Mors’u kesecekleri sırada Vay arkadan yetişmiş:

– Durun, durun, diye bağırmış. Sakın ona dokunmayın! (…) Rahat bırakın onu, ben size balık getirdim.

Köylüler sevinçle Vay’ı karşılamışlar. Her biri bir yandan yardım etmiş, kayığı kıyıya çekmişler. Balıkları bölüştürüp morsu da kumlardan kurtarmış, denize itmişler. Mors sevinçle yüzüp gitmiş. O günden sonra denize açılan balıkçıların arkasında dolaşmış, onları tehlikelerden korumuş. (…) Bu olayla birlikte Cesur Vay’ın adı yayılmış, bütün tundralarda duyulmuş, günümüze ulaşmış. Bu güzel ad hep iyilikle anılmış… Senin de böyle bir adın olsun, hep iyilikle anılsın. Çağdan çağa ulaşsın…

Yücel FEYZİOĞLU Kardeş Masallar (Kısaltılmıştır.)



 

Our Score