7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 46-47-48-49-50-51 FERMAN Yayıncılık
Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Hayvan ve Bitki Hücrelerinin Yapı ve Görevlerinin Karşılaştırılması Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 46, 47, 48, 49, 50, 51
7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Hayvan ve Bitki Hücrelerinin Yapı ve Görevlerinin Karşılaştırılması Metni Etkinlik Cevapları
7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 46-47-48-49-50-51
7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 46 Cevapları
1. Hücrelerin büyüklükleri hakkında neler biliyorsunuz?
Kısa Cevap : “Hücrelerin büyüklükleri hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Hücrelerin büyüklükleri oldukça çeşitlidir ve bu büyüklükler, hücrelerin türüne, işlevine ve organizmanın gereksinimlerine bağlı olarak değişir. Hücrelerin büyüklüklerini anlamak için mikroskop gibi araçlar kullanılır, çünkü çoğu hücre çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktür.
- Prokaryotik Hücreler:
- Prokaryotik hücreler, genellikle 1-10 mikrometre (µm) boyutundadır. Bakteri ve arkea gibi prokaryotlar bu gruba girer. Örneğin, Escherichia coli bakterisi yaklaşık 1-2 µm uzunluğundadır.
- Ökaryotik Hücreler:
- Ökaryotik hücreler, genellikle daha büyük olup 10-100 µm arasında değişen boyutlardadır. Hayvan hücreleri genellikle 10-30 µm boyutlarındayken, bitki hücreleri 10-100 µm arasında olabilir. Örneğin, insan kırmızı kan hücreleri yaklaşık 6-8 µm çapındadır, oysa bazı bitki hücreleri 100 µm’ye kadar büyüyebilir.
- Özel Durumlar:
- Bazı hücreler ise istisnai boyutlara sahip olabilir. Örneğin, dev amip türleri ve yumurta hücreleri (özellikle kuş yumurtaları) oldukça büyük hücrelerdir. İnsan sinir hücreleri ise uzun aksonları nedeniyle birkaç metre uzunluğa kadar ulaşabilir.
Hücrelerin büyüklükleri, yüzey alanı/hacim oranı, besin ve atık madde taşınması gibi faktörlerle sınırlandırılır. Küçük hücreler, büyük hücrelere göre daha yüksek yüzey alanı/hacim oranına sahip olduğundan, madde alışverişini daha verimli bir şekilde gerçekleştirebilirler.
2. İnsan vücudunu oluşturan yapılar neden ve nasıl organize olur?
Kısa Cevap : “İnsan vücudunu oluşturan yapılar neden ve nasıl organize olur?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
İnsan vücudunu oluşturan yapılar, organizmanın hayatta kalmasını ve düzgün işleyişini sağlamak için belirli bir düzen içinde organize olurlar. Bu organizasyon, hücresel düzeyden sistem düzeyine kadar çeşitli katmanlar halinde gerçekleşir.
- Hücreler:
- Hücreler, vücudun temel yapı taşlarıdır. Her hücre, belirli bir işlevi yerine getirmek üzere özelleşmiş organeller içerir. Örneğin, kas hücreleri kasılmayı sağlayan miyofibril adı verilen özel yapılar içerirken, sinir hücreleri bilgi iletimini sağlayan uzun aksonlara sahiptir.
- Dokular:
- Benzer işlev ve yapıya sahip hücreler bir araya gelerek dokuları oluşturur. İnsan vücudunda dört ana doku tipi bulunur: epitel doku, bağ doku, kas doku ve sinir doku. Epitel doku, yüzeyleri kaplar ve koruma sağlar; bağ doku, destek ve bağlama işlevi görür; kas doku, hareketi sağlar; sinir doku ise bilgi iletimini gerçekleştirir.
- Organlar:
- Farklı doku türleri bir araya gelerek organları oluşturur. Her organ, belirli bir veya birkaç işlevi yerine getirmek üzere özelleşmiştir. Örneğin, kalp bir kas organıdır ve kan pompalama işlevi görürken, akciğerler gaz değişimi sağlar.
- Sistemler:
- Organlar, birlikte çalışarak sistemleri oluşturur. Her sistem, vücudun belirli bir işlevini düzenler ve gerçekleştirir. Örneğin, sindirim sistemi besinlerin sindirilmesini ve emilmesini sağlarken, dolaşım sistemi kanın ve besinlerin taşınmasını sağlar.
- Bütüncül Organizasyon:
- Tüm bu yapılar, vücudun genel işlevlerini sürdürebilmesi için uyum içinde çalışır. Sinir sistemi ve hormonal sistem gibi kontrol ve düzenleme sistemleri, vücuttaki süreçleri koordine eder ve homeostazı sağlar.
Bu organizasyon, vücudun kompleks yapısını ve işlevlerini verimli bir şekilde sürdürebilmesini sağlar. Hücreler, dokular, organlar ve sistemler arasındaki bu düzenli ve koordineli yapı, organizmanın sağlıklı bir şekilde çalışmasını mümkün kılar.
3. DNA, gen ve kromozom nedir ve bunların birbirleriyle ilişkisi nasıldır?
Kısa Cevap : “DNA, gen ve kromozom nedir ve bunların birbirleriyle ilişkisi nasıldır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
DNA, gen ve kromozom, genetik bilginin saklanması ve aktarılması açısından temel kavramlardır. Bunların her biri, yaşamın devamlılığı ve organizmaların özelliklerinin belirlenmesinde kritik bir role sahiptir.
- DNA (Deoksiribonükleik Asit):
- DNA, canlıların genetik bilgisini taşıyan moleküldür. İki sarmallı yapıya sahip olup, nükleotid adı verilen birimlerden oluşur. Her nükleotid bir fosfat grubu, bir deoksiriboz şekeri ve bir azotlu baz içerir. DNA’nın sarmal yapısı, adenin (A), timin (T), sitozin (C) ve guanin (G) bazları arasındaki spesifik eşleşmeler (A-T ve C-G) sayesinde oluşur. Bu baz sıralamaları, genetik bilgiyi kodlar.
- Gen:
- Gen, DNA’nın belirli bir segmentidir ve belirli bir protein veya RNA molekülünü kodlayan bilgi içerir. Genler, organizmanın fiziksel ve biyolojik özelliklerini belirler. Her gen, belirli bir işlevi yerine getiren proteinlerin üretiminde talimat verir. Örneğin, göz rengi, saç tipi ve kan grubu gibi özellikler genler tarafından belirlenir.
- Kromozom:
- Kromozomlar, DNA’nın organize olmuş ve yoğunlaşmış halleridir. Her kromozom, çok sayıda geni içerir ve hücre bölünmesi sırasında düzgün bir şekilde dağıtılmasını sağlar. İnsan hücrelerinde 23 çift (toplam 46) kromozom bulunur. Kromozomlar, hücre çekirdeğinde bulunur ve DNA’nın kompakt bir şekilde paketlenmesini sağlayan histon adı verilen proteinlerle birlikte organize olurlar.
DNA, Gen ve Kromozom Arasındaki İlişki:
- DNA, genetik bilginin temel taşıdır ve bu bilgi, belirli segmentlerde, yani genlerde saklanır.
- Genler, DNA’nın belirli bölgeleridir ve proteinlerin veya RNA moleküllerinin üretimini kodlar.
- Kromozomlar, DNA’nın organize olmuş ve paketlenmiş formlarıdır, birçok geni içerirler ve hücre bölünmesi sırasında genetik bilginin doğru bir şekilde aktarılmasını sağlarlar.
- Hücre bölünmesi sırasında kromozomlar, yeni hücrelere eşit şekilde dağıtılır ve bu sayede genetik bilgi nesilden nesile aktarılır.
Bu ilişkiler, genetik bilgilerin doğru bir şekilde saklanması, işlenmesi ve aktarılmasını sağlar, böylece organizmaların büyümesi, gelişmesi ve çoğalması mümkün olur. DNA, genler ve kromozomlar arasındaki bu hassas düzen, biyolojik çeşitliliğin temelini oluşturur.
7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları
Soru : Sizce çevrenizde gördüğünüz canlıları meydana getiren yapı birimleri tüm canlılarda aynı mıdır? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
Uzun Cevap :
Çevremizdeki tüm canlıları oluşturan yapı birimi hücredir ve bu, biyolojinin temel prensiplerinden biridir. Tüm canlılar hücrelerden oluşur, ancak hücrelerin yapısı ve işlevleri canlıdan canlıya büyük farklılıklar gösterebilir. İşte bu konuda daha detaylı bir inceleme:
Temel Yapı Birimi: Hücre
- Evrensellik:
- Hücre, yaşamın temel yapı birimidir ve tüm canlı organizmalar hücrelerden oluşur. Bu, bitkilerden hayvanlara, mantarlardan mikroorganizmalara kadar tüm canlıları kapsar.
Hücre Çeşitleri:
- Prokaryotik Hücreler:
- Prokaryotik hücreler, çekirdek ve diğer zarla çevrili organelleri olmayan basit hücrelerdir. Bakteriler ve arkeler bu tür hücrelere örnektir. Prokaryotik hücreler, genetik materyallerini sitoplazma içinde serbest olarak bulundurur.
- Ökaryotik Hücreler:
- Ökaryotik hücreler, çekirdek ve diğer zarla çevrili organellere sahip olan daha kompleks hücrelerdir. Bitkiler, hayvanlar, mantarlar ve protistler bu tür hücrelere sahiptir. Ökaryotik hücreler, DNA’yı çekirdek içinde saklar ve çeşitli organeller sayesinde karmaşık işlevleri yerine getirirler.
Hücre Yapısındaki Farklılıklar:
- Bitki Hücreleri:
- Bitki hücreleri, hücre duvarı, kloroplastlar ve büyük merkezi bir koful gibi özel yapılara sahiptir. Hücre duvarı, bitki hücrelerine şekil ve dayanıklılık kazandırırken, kloroplastlar fotosentez yaparak bitkilerin enerji üretmesini sağlar.
- Hayvan Hücreleri:
- Hayvan hücrelerinde hücre duvarı bulunmaz. Bunun yerine, hücre zarının esnekliği sayesinde çeşitli şekillerde olabilirler. Ayrıca, hayvan hücrelerinde lizozomlar gibi sindirim organelleri daha belirgin ve aktiftir.
İşlevsel Farklılıklar:
- Metabolizma:
- Hücrelerin metabolik faaliyetleri, türlerine ve görevlerine bağlı olarak büyük farklılıklar gösterir. Örneğin, kas hücreleri enerji üretimi için çok sayıda mitokondri içerirken, yağ hücreleri enerji depolamak için büyük yağ damlacıkları bulundurur.
- Hücre İletişimi ve Uyumu:
- Hücreler, kimyasal sinyaller ve fiziksel bağlantılar aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurar. Bu iletişim, organizmanın genel işleyişi için hayati öneme sahiptir. Sinir hücreleri, hızlı iletişim sağlamak için uzun uzantılar (aksonlar) geliştirirken, bağışıklık hücreleri, patojenlerle savaşmak için özel reseptörlere sahiptir.
Sonuç olarak, çevremizdeki tüm canlıların temel yapı birimi hücredir, ancak hücrelerin yapısı ve işlevleri, organizmanın türüne ve ihtiyaçlarına bağlı olarak büyük çeşitlilik gösterir. Bu çeşitlilik, canlıların farklı ortamlara uyum sağlamasını ve çeşitli işlevleri yerine getirmesini mümkün kılar.
Soru : Aşağıdaki görsellere göre birinci gruptaki canlılarla ikinci gruptaki canlıların birbirine benzeyen ve birbirlerinden ayrılan yönlerini araştırınız. Araştırmanızın sonuçlarını sınıfta paylaşıp tartışınız.
Cevap :
Benzer Yönler:
- Hücresel Yapı: Hem hayvanlar hem de bitkiler, hücrelerden oluşur.
- Metabolizma: Her iki canlı grubu da enerji üretmek için metabolik süreçlere sahiptir. Hayvanlar, besinleri sindirip oksijen kullanarak enerji elde ederken, bitkiler fotosentezle enerji üretir.
- Üreme: Hem hayvanlar hem de bitkiler cinsel ve aseksüel yollarla üreyebilir.
Farklı Yönler:
- Hareket Yeteneği: Hayvanlar aktif olarak hareket edebilirken, bitkiler genellikle yerinde sabittir.
- Beslenme: Hayvanlar dışarıdan besin almak zorundadır ve çeşitli besinleri tüketirler. Bitkiler ise fotosentezle kendi besinlerini üretirler.
- Organizasyon: Hayvanlar, karmaşık organ sistemlerine sahiptir (solunum, sindirim, dolaşım gibi). Bitkiler ise kök, gövde ve yapraklardan oluşan daha basit bir organizasyona sahiptir.
- Duyusal Yetenekler: Hayvanlar, gelişmiş duyusal organlara sahipken (gözler, kulaklar, burun gibi), bitkiler bu tür duyu organlarına sahip değildir ve çevresel uyaranlara doğrudan tepki veremezler.
7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 49 Cevapları
Soru : İnsanın hücrelerinde bulunan mitokondriler babasından (spermle) değil annesinden (yumurtayla) gelir. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.
Uzun Cevap :
İnsan hücrelerindeki mitokondriler, yalnızca anneden kalıtılır çünkü döllenme sırasında sperm hücresinin mitokondrileri yumurta hücresine girmez. Mitokondriler, enerji üretiminden sorumlu olan organellerdir ve kendi DNA’larına sahiptirler.
Döllenme sürecinde, spermin sadece çekirdek DNA’sı yumurtaya girer, ancak spermin mitokondrileri, hücre içine giremez veya girseler bile genellikle hücre tarafından yok edilir. Bu nedenle, yavrunun tüm mitokondrileri annesinin yumurta hücresinden gelir. Bu durum, mitokondriyal DNA’nın (mtDNA) izlenmesini ve sadece anneden gelen genetik bilginin aktarılmasını sağlar.
7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 50 Cevapları
Soru : Hücredeki lizozomlara “intihar kesecikleri” de denilmektedir. Bunun nedenini araştırıp ulaştığınız bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Uzun Cevap :
Lizozomlar, hücre içindeki atık maddeleri, bakterileri ve eski organelleri sindiren enzimler içerirler. Bu enzimler, hücreye zarar verdiğinde veya hücre yaşlandığında, lizozomlar bu enzimleri serbest bırakarak hücrenin kendi kendini yok etmesine neden olabilir.
Bu süreç, hücresel homeostazı ve genel organizma sağlığını korumak için önemlidir. Bu nedenle, lizozomlara “intihar kesecikleri” denir, çünkü gerektiğinde hücrenin kontrollü bir şekilde ölmesini sağlarlar, bu da hücrenin programlı hücre ölümü olan apoptoz ile ilişkilidir.
Soru : İnsan hücrelerindeki sentrozomu annesinden (yumurtayla) değil babasından (spermle) alır. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.
Uzun Cevap :
Sentrozomlar, hücre bölünmesinde önemli rol oynayan organellerdir ve mikrotübül organize edici merkez olarak işlev görürler. Döllenme sırasında, sperm hücresi sentrozomları ve sentriyolleri içerir ve bu yapılar, döllenmiş yumurta hücresine aktarılır.
Yumurta hücresinde genellikle fonksiyonel sentrozom bulunmaz veya sentrozomlar hasarlı olabilir. Bu nedenle, döllenmiş zigotun bölünmesi ve gelişimi için gerekli olan sentrozomlar, babadan (spermin sentrozomlarıyla) gelir.
Soru : “Atmosferdeki oksijenin kaynağı, bitki hücrelerine özgü olan kloroplasttır.” diyebiliriz. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.
Uzun Cevap :
Atmosferdeki oksijenin ana kaynağı, bitki hücrelerinde bulunan kloroplastlardır. Kloroplastlar, fotosentez sürecini gerçekleştiren organellerdir. Fotosentez sırasında, kloroplastlar güneş enerjisini kullanarak karbondioksit ve suyu glikoza dönüştürürken, yan ürün olarak oksijen üretirler.
Bu oksijen, bitkilerin stomaları aracılığıyla atmosfere salınır. Bu süreç, yeryüzündeki yaşamın sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir, çünkü atmosferdeki serbest oksijenin büyük bir kısmı bu yolla sağlanır. Okyanuslardaki fitoplanktonlar da benzer şekilde kloroplastlara sahip oldukları için büyük miktarda oksijen üretirler.
7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 51 Cevapları
Soru : Görsel 2.5’i inceleyip verilenlerin nasıl yapılar olduğunu arkadaşlarınızla tartışınız.
Cevap :
Görsel 2.5, hücre çekirdeğinin iç yapısını göstermektedir. Hücre çekirdeği, genellikle hücrenin yönetim merkezi olarak kabul edilir ve DNA’yı barındıran bir bölüme sahiptir. Kromozomlar, DNA’nın organize olmuş biçimi olarak genetik bilgiyi taşır ve her organizmanın kendine özgü bir kromozom sayısı bulunur.
Soru : İnsanın üremesini sağlayan üreme hücrelerinde de vücudundaki diğer hücreler gibi yine 46 kromozom mu bulunur? Araştırınız. Ulaştığınız bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Uzun Cevap :
İnsanın üreme hücrelerinde (gametler) vücut hücrelerinden farklı olarak 46 kromozom yerine 23 kromozom bulunur. Bu durum, üreme hücrelerinin mayoz bölünme adı verilen özel bir hücre bölünmesi süreciyle oluşmasından kaynaklanır. Mayoz bölünme sırasında, kromozom sayısı yarıya indirgenir, bu da gametlerin haploid (n) hücreler olmasını sağlar.
Mayoz Bölünme Süreci:
- Mayoz I: Homolog kromozom çiftleri ayrılır ve iki haploid hücre oluşur. Her hücrede 23 kromozom bulunur, ancak her kromozom iki kromatidden oluşur.
- Mayoz II: Kromatidler ayrılır ve dört haploid hücre oluşur, her biri 23 tek kromozom içerir.
Bu süreç, döllenme sırasında sperm ve yumurta hücrelerinin birleşmesiyle, zigotun tekrar diploid (2n) hale gelmesini sağlar. Yani, sperm hücresi 23 kromozom, yumurta hücresi de 23 kromozom içerir ve birleşme sonucunda zigot 46 kromozoma sahip olur. Bu mekanizma, her yeni bireyin doğru sayıda kromozomla başlamasını ve genetik çeşitliliğin artmasını sağlar.