8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 31
8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Hazırlık Çalışmaları Cevapları Sayfa 31
2. Ünite Hazırlık Çalışmaları Cevapları
8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 31
1. Zekât, sadaka ve infak kavramlarının anlamlarını araştırıp öğreniniz.
Kısa Cevap : “Zekât, sadaka ve infak kavramlarının anlamlarını araştırıp öğreniniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Zekât: Zekat kelimesi artma, çoğalma, bereket ve temizlik anlamlarına gelmektedir. Zekatın hesaplanarak verilecek bölümün Kur’ân-ı Kerim’de açıkça bildirilen sınıflardan birine veya birkaçına Allah rızası için verilmesidir. Zekata niyet edilmesi şarttır. Ancak verlen kişiye onun zekat olduğunu bildirmek şart değildir. Zekatın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden bir yıl geçmelidir.
Zekatın Değeri İle İlgili Hadisi Şerifler
“İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Müslim, Îmân, 21)
“Sadaka/zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez…” (Müslim, Birr, 69)
“Allah Resûlü bana şöyle buyurdu: ‘Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder…’” (Tirmizî, Cum’a, 79; İbn Mâce, Zühd, 22)
Sadaka: Arapça kökenli bir kelimedir. Arap dilinde “doğruluk, gerçek olmak” anlamına gelen “sıdk” kelimesinin çoğuludur. Sadaka he ne kadar maddi bir ibadet olarak bilinse de aslında birçok güzel davranış “sadaka” kabul edilmiştir. Kişinin kendi çocuklarına ve ailesine yapmış olduğu harcama, güler bir yüz ve iyi davranışlar da sadaka yerine geçmektedir.
Sadakanın Anlamı İle İlgili Hadisi Şerifler
Güzel söz sadakadır.
Güzel iş sadakadır.
Her güzel şey sadakadır.
Her bir tekbir sadakadır.
Dikilen ağacın meyvesi sadakadır.
İnfak: Sözlükte “tükenmek, tamamlanmak, son bulmak” anlamına gelmektedir. daha çok “para veya malı elden çıkarmak” mânasında kullanılmaktadır. İnfak kişinin Allah rızası için vermiş olduğu yardım olduğu için farz olan zekâtı ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içermektedir.
İnfakın Anlamı İle İlgili Hadisi Şerifler
– “Kişinin kendi malı hayır ve iyilikler yaparak infak edip önceden gönderdiği mallardır. Mirasçısının malı ise harcamayıp geriye bıraktığı menkul, gayri menkul her türlü maldır”, buyurdu. (Buhari)
– “İnfak et, sayıp durma, sana da sayı ile verilir, fazlalık malını ve paranı muhtaç kimselerden esirgeme, senin de rızkın engelenir.” (Buhari, Müslim)
2. Zekât ve sadaka ile ilgili birer ayet meali bularak bunları defterinize yazınız.
Kısa Cevap : “Zekât ve sadaka ile ilgili birer ayet meali yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Zekât ve sadaka ile ilgili ayet mealleri
- (Hatırlayın!) Hani biz İsrailoğullarından: “Yalnızca Allah’a ibadet edin, anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve miskinlere/ihtiyaç sahibi yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzel söz söyleyin. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç (büyük çoğunluğunuz) sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam etmektesiniz. (2/Bakara 83)
- Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. (Bilin ki) kendiniz için yapıp takdim ettiğiniz hayırları Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı görendir. (2/Bakara 110)
- Şüphesiz ki iman edenler, salih amel işleyenler, namazı dosdoğru kılanlar ve zekâtı verenlerin Rableri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (2/Bakara 277)
- Fakat onlardan ilimde derinleşenler ve müminler, sana ve senden önce indirilene iman ederler. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman edenler… Bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (4/Nisâ 162)
- Sizin dostunuz ancak Allah, Resûl’ü, namazı kılıp zekâtı veren ve rükû eden mümin kimselerdir. (5/Mâide 55)
- “Bize bu dünyada da ahirette de iyilik yaz. Şüphesiz ki (tevbe edip, hidayetini umarak) sana yöneldik.” (Allah) buyurdu ki: “Azabıma gelince, onu dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu, korkup sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize iman edenlere yazacağım.” (7/A’râf 156)
- Haram aylar çıktığında, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, onları kuşatın ve her gözetleme yerine onlar için oturup (onları gözetleyin). Şayet (şirkten) tevbe eder, namazı dosdoğru kılar ve zekâtı verirlerse yollarını açın/onları serbest bırakın. Şüphesiz Allah, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (9/Tevbe 5)
- Şayet (şirkten) tevbe eder, namazı kılar, zekâtı da verirlerse dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle detaylı bir şekilde açıklarız. (9/Tevbe 11)
- Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostudurlar. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Resûl’üne itaat ederler. Allah’ın rahmet edecekleri bunlardır işte. Şüphesiz ki Allah, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (9/Tevbe 71)
- Ailesine namazı ve zekâtı emrederdi. O, Rabbinin yanında razı olunan bir kuldu. (19/Meryem 55)
- Onları emrimizle hidayete ulaştıran imamlar kılmıştık. Onlara hayırlı işleri yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı ve zekâtı vermeyi vahyetmiştik. Onlar bize kulluk/ibadet eden kimselerdi. (21/Enbiyâ 73)
- Onlar, zekât sorumluluğunu yerine getirirler. (23/Mü’minûn 4)
- Onlar, ticaretin ve alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymadığı adamlardır. Kalplerin ve gözlerin (dehşetten) ters döndüğü bir günden korkarlar. (24/Nûr 37)
- Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Resûl’e itaat edin ki, merhamet olunasınız. (24/Nûr 56)
- O (müminler ki) namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir ve ahirete de yakinen iman ederler. (27/Neml 3)
- O (muhsinler,) namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir ve ahirete de yakinen iman ederler. (31/Lokmân 4)
- Evlerinizde karar kılın. İlk cahiliye kadınlarının (kendilerini görünür kılmak için) süs ve güzelliklerini açtıkları gibi yapmayın. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûl’üne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah, sizden (manevi) kirleri gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister. (33/Ahzâb 33)
- Onlar ki; zekâtı vermezler ve onlar kesinlikle ahireti inkâr ederler. (41/Fussilet 7)
- Gizli konuşmalarınızdan önce sadakalar verecek olmaktan dolayı korktunuz mu? Madem ki yapmadınız, Allah tevbenizi kabul etti. (O hâlde) namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûl’üne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (58/Mücadele 13)
- …Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için hayır olarak ne takdim etmişseniz, onu Allah’ın yanında daha hayırlı ve mükâfatı daha büyük olarak bulacaksınız. Allah’tan bağışlanma dileyin. Çünkü Allah (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (73/Müzzemmil 20)
- Hâlbuki onlar, ancak dini O’na halis kılan hanifler olarak Allah’a ibadet etmekle, namazı dosdoğru kılıp, zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din budur. (98/Beyyine 5)
- Mallarını Allah yolunda infak edenlerin misali, yedi başak vermiş ve her bir başakta yüz dâne bulunan tohumun misali gibidir. Allah dilediğine (amelinin karşılığını) kat kat arttırır. Allah (ihsanı ve lütfu bütün varlığı kuşatacak kadar geniş olan) Vâsi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir. (2/Bakara 261)
- Onlar ki mallarını Allah yolunda infak ederler, (infak ettikten) sonra infaklarını başa kakmaz ve kimseye eziyet vermezler. Onların Rableri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (2/Bakara 262)
- Sadakayı, iyiliği ve insanların arasını düzeltmeyi teşvik etmeleri dışında, aralarında yaptıkları fısıldaşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim de bu (iyiliğe teşvik işini) Allah’ın rızasını elde etmek için yaparsa, ona büyük bir ecir vereceğiz. (4/Nisâ 114)
- Onların mallarında belli bir hak vardır. (70/Meâric 24)
3. İslam’ın yardımlaşma ve dayanışmaya verdiği önemi araştırınız.
Kısa Cevap : “İslam’ın yardımlaşma ve dayanışmaya verdiği önemi araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili ayetler
… İyilik ve takvâda birbirinizle yardımlaşın; günah ve düşmanlıkta ise yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir. Mâide / 2. Ayet
Kâfirler de birbirlerinin dost ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz aynı şekilde birbirinize arka çıkmaz ve destek olmazsanız, yeryüzünde ne götürüp ne getireceğini kestiremeyeceğiniz büyük bir fitne, kargaşa ve büyük bir bozgunculuk patlak verir. Enfâl / 73. Ayet
Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. İyiliği emir ve tavsiye eder, kötülüklerin önünü almaya çalışırlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederler. İşte onlar, kendilerine Allah’ın merhametle muâmele edeceği seçkin kimselerdir. Şüphesiz ki Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. Tevbe / 71. Ayet
Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir (Âl-i İmran,3/92)
Ey iman edenler, hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmayacağı kıyamet gününe gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkar edenler ise zalimlerin ta kendileridir. (Bakara,2/254)
Herhangi birinize ölüm gelip de “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktrsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın. (Münafikun,63/10)
Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın! Nerede olsanız Allah hepinizi biraraya getirir. Şüphesiz, Allah’ın gücü herşeye hakkıyla yeter. (Bakara,2/148)
(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever. (Bakara, 2/159)
İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar. (İbrahim,14/31)
Onlar, Rablerinin rızasına ermek içi sabredenler, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır. (Râd,13/22)
Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever. (Âl-i İmran,3/134)
4. Şuayb Peygamber’in (a.s.) hayatı hakkında; İslam ansiklopedisi, peygamberler tarihi, Genel Ağ gibi kaynaklardan bilgi edininiz.
Uzun Cevap :
Şuayb Aleyhisselam’ın ismi kur’an-ı Kerim’de 11 defa geçmektedir. Kur’an-ı Kerim’de kendisinden ve gönderilmiş oldugu halktan bahsedilmektedir.
Kendisine Allah tarafından mükemmel bir konuşma yeteneği verildiği için “hatubül Enbiya (peygamberlerin hatibi) denilmiştir.
İbrahim veya Salih Aleyhisselam’ın soyundan olup anne tarafından soyunun Hz Lut Aleyhisselam’ın kızına ulaştığı ve Eyüp aleyhisselam ile teyze çocukları olduğu rivayet edilmektedir.
Şuayb Aleyhisselam’ın kızı Musa aleyhisselam ile evlenmiştir.
Şuayb aleyhisselam putlara ve heykelleri tapan, alışverişte ve ticarette hileler yapan ve insanlara zulmeden Medyen ve Eyke halkına uydurmaları için gönderilmiştir.
İbrahim aleyhisselam’a indirilen Hanif dininin hükümleri ile amel etmiştir.
Şuayb aleyhisselam namaza ve kul hakkına riayetinin çokluğu ile bilinirdi.
Medyen Ve Eykenin Helak Sebebi
Nitekim Hazret-i Şuayp -aleyhisselâm- kavmini;
1. Yollar üzerinde oturup insanları tehdîd ederek onlara eziyette bulunmaktan,
2. İnsanların Allâh’a îmân etmelerine mânî olmaktan,
3. Mü’minleri ve yeni îmân edecek olanları çeşitli şüphelere ve tereddütlere sevk edip dalalet yoluna saptırmaktan men etmeye çalışıyordu.
Medyenliler, korkunç bir ses ve gürültü ile Eykeliler ise üzerine ateş ve kıvılcımlar yağarak helak oldular.
Medyen Kavmiyle İlgili Ayetler
“Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Dedi ki:
«Ey kavmim! Allâh’a kulluk edin! Sizin için O’ndan başka ilâh yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zîrâ ben sizi hayır (refâh ve bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azâbından korkuyorum.»” (Hûd, 84)
“…Dedi ki:
«Ey kavmim! Allâh’a kulluk edin, sizin O’ndan başka ilâhınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir mûcize gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın! İnsanların eşyâlarını eksik vermeyin! Islâhından sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın! Eğer inananlar iseniz, bunlar sizin için daha hayırlıdır.»” (el-A’râf, 85)
“…Ey kavmim! Allâh’a kulluk edin ve âhiret gününü bekleyin!..” (el-Ankebût, 36)
“Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adâletle yapın; insanlara malları husûsunda haksızlık etmeyin; yeryüzünde fesatçılık çıkararak fenâlık yapmayın!” (Hûd, 85)
“Eğer mü’min iseniz, Allâh’ın (helâlinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. Bununla birlikte ben üzerinize bir bekçi de değilim.” (Hûd, 86)
Şuayb Peygamber’in (a.s.) Hakkında Kuran Ayetleri
Araf Suresi, 85. ayet: Medyen (toplumuna da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik. Şuayb onlara:) Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların (hakları olan mallarını) eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın. Bu sizin için daha hayırlıdır, eğer inanıyorsanız.”
Araf Suresi, 88. ayet: Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler) dediler ki: “Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden sürüp-çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz.” (Şuayb:) “Biz istemesek de mi?” dedi.
Araf Suresi, 90. ayet: Kavminin önde gelenlerinden inkar edenler, dediler ki: “Andolsun, Şuayb’a uyacak olursanız, kuşkusuz kayba uğrayanlardan olursunuz.”
Hud Suresi, 84. ayet: Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, O’ndan başka İlahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir ‘bolluk ve refah (hayır)’ içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum.”
Ankebut Suresi, 36. ayet: Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik) Böylece dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin ve ahiret gününü umud edin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.”
5. Mâun suresinin anlamını bularak defterinize yazınız.
Cevap : “Mâun suresinin anlamını bularak defterinize yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Maun Suresi Türkçe Okunuşu,
1. E raeytellezi yükezzibü bid din
2. Fe zalikellezi yedu’ul yetim
3. Ve la yehuddu ala taamil miskin
4. Fe veylün lil müsallin
5. Ellezine hüm an salatihim sahun
6. Ellezine hüm yüraun
7. Ve yemneunel maun
Maun Suresi Türkçe Anlamı
1. Dini yalanlayanı gördün mü?
2. İşte o, yetimi itip kakar;
3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;
4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
6. Onlar gösteriş yapanlardır,
7. Ve hayra da mâni olurlar.