4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 40-41 KOZA Yayınları
4. Sınıf Türkçe Kitabı Gül Ağacı Çay Bahçesi’nden Hacivat Karagöz’e Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 40 , 41
4. Sınıf Türkçe Kitabı Gül Ağacı Çay Bahçesi’nden Hacivat Karagöz’e Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları
4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 40-41
GÜL AĞACI ÇAY BAHÇESİ’NDEN HACİVAT KARAGÖZ’E
7 Eylül 1962 tarihinde Edirne’nin Keşan ilçesinde doğduğumda, hayatımın Anadolu’nun çeşitli kentlerinde geçeceğini tahmin edemezdim elbette. Hem de karı bu kadar çok seveceğimi…
Daha önce kar görmüşlüğüm yoktu. İstanbul’da Fatih’te bir apartmanın dördüncü katında oturuyorduk. Buraya da babamın memuriyeti nedeniyle Edremit’ten gelmiştik. Orası başkaydı. Bahçeli bir evimiz vardı. Bahçeli ev oyun, toprağı koklamak demekti.
Bunun da tadına orada varmıştık. Önü arkası bahçe olan evimizin havuzlu olması bize türlü imkânlar sağlıyordu. Bu, bazen oyuncak bebeklerin yüzdüğü bazen de pazardan alınan karpuzları soğutmaya yarayan bir havuz oluyordu. Havuz, karpuzlar, bebekler bir yana hayvan sevgisi bir başkaydı bizler için.
Adı Bobi olan köpeğimiz, çocuk bilincimle tanıdığım ilk evcil hayvanımız oldu. Güvercinlerle Bobi aynı kaptan yemek yerlerdi. Bahçemiz düzenli değildi ama ön bahçede bulunan kasımpatılar boylanıp çiçek açtıkça hoşumuza gider, zaman zaman bahçedeki çiçeklerden öğretmenimize buket yapıp götürdüğümüz de olurdu. Özellikle karşı evin bahçe duvarından sarkan erikler ilgimizi çeker, bir türlü uzanıp o eriklerden yiyemezdik.
O sıralar henüz iki kardeştik. Birlikte evcilik oynardık, canımız hiç sıkılmazdı. Yazları bazen annem bizleri denize götürürdü. Bize eliyle diktiği mayoları pek sever ama erkenden eve döndüğümüzden olsa gerek yüzmenin tadına bir türlü varamazdık. Babamın tayinin İstanbul’a çıkması hayatımızı birden değiştirdi. Bahçeli ev, sokakta arkadaşlarımızla oynadığımız oyunlar bitti. Artık dört duvar arasındaydık. Evimizin çevresi apartmanlarla çevriliydi.
4. Sınıf Türkçe KOZA Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları
Balkondan baktığımızda Vatan Caddesi’ni ve uzakta kurulu olan lunaparkı görürdük. O lunaparka bir kez gidebildik. Akşamları uzaktan dönme dolabın yanan ışıklarına bakardık.
Bir de birkaç kez Gül Ağacı Çay Bahçesi’ne… Orada Hacivat ile Karagöz oynatılır, elinde fotoğraf makinesi olan bir genç, fotoğraf çekmek için tahta sandalyeler arasında dolaşıp dururdu. Evde kız kardeşimle evcilik oynamaktan başka çaremiz yoktu. Camdan dışarıyı seyretmek en büyük eğlencemizdi. Sıkıntıydı o yıllar biraz da bizler için. Babaannemin Almanya’dan getirdiği saçlı bebekler de olmasa kim bilir nasıl zaman geçirirdik? Bir süre sonra babamın tayininin Bingöl’e çıkması hayatımızın akışını değiştirdi. Önceleri üzülsek de iki yıl kalacağımız bu kenti daha sonra çok sevdik. Bölgenin deprem bölgesi olması nedeniyle tek katlı prefabrik evlerde oturduk. Karı ilk kez orada gördük. Evimizin su boruları orada dondu. Annem borulara sıcak su dökerek, boruları orada açmaya çalıştı. Dizimize kadar kara orada saplandık. Çatıdan sarkan buzlar, kapanan yollar, babamızın getirdiği kayaklarla yaptığımız kayma deneyimlerimiz… Bir de küçük bir sinema vardı.
Arkadaşlarımızla sinemaya gider, Türk filmleri izlerdik orada. (…) Askerî lojmanın geniş bahçesinde arkadaşlarımızla oyunlar oynardık. Oyunun biri biter ötekisi başlar, ertesi gün ya bir ağacın tepesinde ya da salıncakta soluğu alırdık. Öyle evimize pek gelen giden olmazdı. Gittiğimiz evlerde de farklı dünyalar karşılardı çocukluğumuzu. Yeni kitaplar, yeni insanlar hep ilgimi çekerdi.
Yazları sıcak geçerdi Bingöl’de. Evimizin önündeki dut ağaçları, bahçemizde oradan oraya sıçrayan kurbağalar ilgimizi çeker, gökyüzü berrak görünür, neredeyse yıldızları elimizle tutacak gibi olurduk. (…) Babam bazen bizleri arabayla gezdirir, Yado çeşmesine götürür, ıhlamur ağaçlarının kokusunu içimize çekerdik. Bingöl uzun sürmedi, diğer güzel şeyler gibi. Şimdi dönmek istesem de çocukluk sokağına bu mümkün değil. Sadece gözlerimi kapatarak anılar denizinde gezinebiliyorum. Bu bile güzel, geçmişi kucaklamak için.
Betül TARIMAN
(Kısaltılmıştır.)
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 40-41 KOZA Yayınları” konusunu videolu bir şekilde izleyebilir ve dinleyebilirsiniz.
Allah sizden razı olsun… Bakın ben İlkokuldayım ve böyle bir şey görmedim. Dolaptan kitabımı almayı unutmuştum ki, Siz yardım ettiniz. Buradan güzel güzel okuyacağım. Size tekrar çok teşekkür ederim. Saol’un var olun…
Bahçelerde bulunan ağaçların ne kadar güzel olduğunu gördünüz mü nar ağacı elma ağacı portakal ağacı asma ağacı her birinin meyveleri güzellikleri yeşillikleri boyları ve doğaya kattıkları faydaları ile ne kadar güzel olduklarını her zaman görüyorum. Ağaçları her zaman sulamayı bakım yapmayı ağaçlarını kırmamayı dikkat etmeyi özen gösteriyorum onların gölgesinde kitap okuyor arkadaşlarımla oyun oynuyor bazen bir kuşun yuvası olduğunu görebiliyorum ayrıca çevremizdeki birçok ağacın meyve verdiğini görebiliriz. Çevremizdeki ağaçların birçok meyve verdiğini görebiliriz bu ağaçlar çok lezzetlidir ve çocukların çok sevdiği meyvelerdir.