5. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 62-63 Anıttepe Yayıncılık

5. Sınıf Türkçe Anıttepe Yayıncılık Şahin Bey Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 62, 63


5. Sınıf Türkçe Kitabı Şahin Bey Okuma Metni Etkinlik Cevapları


5. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 62-63


ŞAHİN BEY 

13 Ocak 1919’da Kilis, 15 Ocak’ta da Antep İngilizler tarafından işgal edildi. Sonraki günlerde İngilizler Musul ve civarının kendilerinde kalması şartı ile Maraş, Urfa, Antep ve Kilis’i Fransızlara devrederek çekip gittiler. Tarih 5 Kasım 1919’du. Fransızlar, Adana ve civarında yaptıkları gibi bu bölgelerde de halka eziyet ediyorlardı. İstila edildiği günden beri düşmana boyun eğmeyen Antep halkının sabrı, taşma noktasına gelmişti.


“5. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 62-63 Anıttepe Yayıncılık”

Bir cuma günü, Akyol Polis Karakolundaki bayrağımızın zorla indirilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Halk galeyana gelmişti. Antep halkını sindirmek isteyen Fransızlar ise takviye kuvvet arayışlarına girdiler.

İşte, böyle acı ve karanlık günlerdi. Birinci Dünya Savaşı’nda subay olarak cepheden cepheye koşmuş olan Antepli Şahin Bey, en son Sina çöllerinde İngilizlere esir düşmüştü. Başından geçen binbir türlü maceradan sonra sevgili memleketine dönmeyi başarmıştı.

Ancak memleketini işgal altında görmek, ona tarifsiz acılar veriyordu. Baba evinde geçirdiği bir iki günden sonra gitmeye davrandı. Aile büyüklerinin “Oğlum betin benzin solmuş. Bir iki gün daha istirahat et.” ricalarına karşı “Katiyen olmaz!” diye kükredi Şahin Bey. “Düşmanlar bayrağımızı bile indirmişler. Ben bu bayrak için senelerce dövüştüm!” Ertesi gün Kilis yollarına düştü. Her uğradığı yerde, halkı galeyana getiren konuşmalar yapıyor ve kendisine adam topluyordu.


5. Sınıf Türkçe Anıttepe Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 63 Cevapları


8 Mart günü, Kilis’ten Antep’e erzak getiren bir Fransız birliğinin haberini aldı. Birlikte iki piyade bölüğü, bir takım süvari ve bir dağ topu vardı. Sayıları yirmiyi anca bulan müfrezesi ile iki saat boyunca savaştı. Sonunda işgal kuvvetleri Antep’e gitmekten vazgeçip geri döndü.

Şahin Bey’in bu zaferi, halk arasında kısa sürede dilden dile anlatılan bir efsane hâlini aldı. Şahin Bey, o ufacık birliğiyle Kilis-Antep yolunu tutmuş; tek bir Fransız askerini bile geçirmiyordu. Arada bir kendisine “Biraz dikkatli ol!” gibi nasihatte bulunanlara “Düşman bu yoldan Antep’e girerse ben Antep’e nasıl girerim? Hemşerilerimin yüzüne nasıl bakarım? Fransızlar beni çiğnemeden buradan geçemeyecekler.” diye cevap veriyordu. Bir başka gün makineli tüfekler ile donanmış bir Fransız birliğini, Seve Boğazı denen yerde kıstırdı. Tarih 18 Mart’tı. Hava sisli ve yağmurluydu. Fransız birliği perişan bir vaziyette kaçarak Şahin Bey’in elinden kurtuldu.

İşgal kuvvetleri, Antep’e erzak göndermeli ve oradaki askerlerini beslemeliydiler. Antep’teki birlikler, alay karargâhlarına mesaj gönderiyorlar ve onlardan sık sık yardım istiyorlardı. Sonunda çok güçlü bir kafile hazırlandı. Üç tabur piyade, iki bölük süvari, bir dağ bataryası, bir istihkâm takımı ve dört yüz nakliye arabasından oluşan kafile 25 Mart’ta Kilis’ten Antep’e doğru hareket etti. Ertesi gün, Şahin Bey’in kuvvetleri ile çok şiddetli bir çarpışmaya girildi.

Şahin Bey ve müfrezesi 7-8 saat kadar düşmanın yoğun ateşine dayandı. Ancak çekilmek zorunda kaldılar. 27 Mart’ta bir çarpışma daha oldu. Şahin Bey, her ne kadar kahramanca dövüşüyor ve işgalcileri yıpratıyorsa da sayıca çok az olduğu için dayanamıyordu. Silah arkadaşları Şahin Bey’e, dayanmalarının mümkün olmadığını söylediler: “Şahin Bey, düşmanın bu yoğun ateşi önünden çekilelim. Nasıl olsa karşı duramayacağız!”

Aslında işin doğrusu da buydu. Kuvvetler arasında böyle bir dengesizlik varken daha fazla direnmek pek akıllıca değildi. Topa, makineli tüfeğe, süngü ile hücum edilemezdi. Ancak Şahin Bey, onlar gibi düşünmüyordu “Son kurşunumuza kadar atacağız!” diye kükredi. O gece Fransızlara bir baskın yaptılar. Oldukça da zarar verdiler. Tarih 28 Mart’ı gösterdiğinde Fransızlar Antep kapısına kadar dayanmışlardı. Eğer köprüyü geçebilirlerse şehre girmeleri artık durdurulacak şey değildi.

Şahin Bey, müfrezesindeki adamlarını saydı. Kala kala otuz kişi kalmışlardı. Bu otuz kişi; toplu, makineli tüfekli bin askerin karşısında ne yapabilirdi? Şahin Bey, sadık dostlarına sevgi ile bakarken “Vatanımız için benimle beraber ölmeye hazır mısınız?” diye soran bir hâli vardı.

Şahin Bey ve adamları, düşman karşısında tam dört saat canla başla dövüştüler. Son mermilerine kadar attılar. Şahin Bey’in atacak hiç mermisi kalmayınca arkadaşlarından ayrıldı. Tüfeğini bir taşa vurarak kırdı. Sonra köprünün tam ortasına koştu. Yüzlerce düşman askerinin karşısında durdu ve “Geçemezsiniz!” diye bağırdı. Bir cesaret abidesi gibi köprünün ortasında duruyordu. Göğsünü açmış, yumruklarını sıkmış, akın akın üzerine gelenlere son sözlerini haykırdı: “Allah bu vatanı kurtarır.”

Hüseyin EMİROĞLU



 

Our Score