7. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 126-127 Özgün Yayınları
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ankara Okuma Metni Cevapları Sayfa 126, 127
7. Sınıf Türkçe Kitabı Ankara Okuma Metni Cevapları
7. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 126-127
Söz yumağının düğümünü Ankara’da açalım ve Ankara’yı konuşalım. Ankara ve çevresinin tarihi, zamanımızdan üç bin yıl ötelere, tarih öncesi çağlara kadar uzanır. Hititler, Frigler, Galatlar, Bizanslılar, sonunda da Selçuklu ve Osmanlı Türkleri ile Ankara, devir devir yüzyılları kucaklar. Ankara adı üzerine söylenen efsane ve hikâyeler pek çok. Biz birkaçını sıralayalım: Önce Ankara adının “Anker” yani “gemi çapası”ndan geldiği söylenir ve denir ki…
Bir zamanların bu bölgeye hâkim Frigya Kralı Midas’a rüyasında bir ses “Durma, kalk! Topraklarında bir gemi çapası ara! Onu bulduğun yerde bir şehir kur. Bu şehir sana mutluluk getirecek…” der. Sevinçle uyanan Midas, ülkesinin her yönüne adamlar salar, gemi çapasını aramalarını emreder, sonunda bir gün Ankara Kalesi’nin olduğu tepelerde çapa bulunur. Kısa zamanda burada bir şehir kurarak adını “Anker” yahut “Ankira” kor. Gemi çapası da uzun yıllar bu şehrin tapınağında saklanır.
Çapa Şehri
Tarihin kaydettiği bir başka söylentiye göre, bu bölgeye hâkim olan Galatlar, bir ara güneyde Akdeniz’e kadar uzanmış, Mısır donanması ile büyük bir savaşa girerek parlak bir zafer kazanmışlar. Bu zaferin sembolü olarak da gemilerden söktükleri çapaları tapınaklarına yerleştirmişler. Bu olaydan sonra bu şehre “çapa şehri” anlamına gelen “Ankerium” veya “Angora” demişler.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 127 Cevapları
Bir hikâye de Tufan’la ilgilidir. Tufan’da Nuh’un gemisi, bir ara Ankara tepesinde demirlemiş, çapasını burada düşürmüştür. Tufan’dan sonra kurulan şehre bu yüzden “Angora” denmiştir. Bir gerçek var ki, Galatlar zamanında Ankara’da basılan para ve madalyonların birer yüzünde, Ankara’yı temsilen gemi çapası resimleri bulunmaktadır.
Üzüm Şehri
Malazgirt Savaşı’ndan sonra Selçuklu Türkleri, Ankara’yı fetheder, şehrin adını kayıtlara “Engûrî” olarak geçirirler. Seyyah-ı âlem Evliya Çelebi’miz, Seyahatnamesi’nde Ankara ve çevresinde Anadolu’nun en güzel üzümlerinin yetiştiğini, sultan sarayına üzümlerin buradan gönderildiğini, bu yüzden şehre “üzüm şehri” demek olan “Engûrî” dendiğini yazar. Bazı tarihçilerse Hititler devrinde Ankara adının “Ankuva” olduğunu, bundan dolayı Ankara dendiğini ileri sürerler. Dediğimiz gibi, Ankara’nın adı üzerine çok efsane ve hikâye var. Tarihinin en büyük gerçek hikâyesi ise Atatürk’le başlar. Ankara adını dünyaya duyuran, yeniden, modern bir Ankara yapan Atatürk’tür. Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentlik tacıyla da süslenerek tarihe “mucizeler yaratan şehir” olarak tescil edilir.
Mehmet ÖNDER
Şehirden Şehire Anadolu