8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 119-120-121-122-123-124-125

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Kur’an-ı Kerim’in Ana Konuları Cevapları Sayfa 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125


Kur’an-ı Kerim’in Ana Konuları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 119-120-121-122-123-124-125


Soru : Sizce bir ilahi kitapta bulunması gereken temel konular neler olabilir?


Kısa Cevap : “Sizce bir ilahi kitapta bulunması gereken temel konular neler olabilir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bence ilahi bir kitapta bulunması gereken temel konular itikat yani inanç bilgileri ahlak ve ilişkiler , ibadet , uyuması gereken emir ve yasaklardır.

İlahi bir kitapta temel bilgiler olup açıklaması gönderilmiş olan peygamberler ve onların uygulamaları ile anlaşılmaktadır.

İlahi bir kitapta bulunması gereken temel konuların başında itikat yani inanç bilgileri yer almaktadır.

İtikat bilgileri içerisinde yaratıcının vasıfı yaratıcı hakkında bilgiler ve ona nasıl inanmamız gerektiği ile özellikleri yer alır.

Yine ilahi bir kitapta bulunması gereken şey ahlaki ve toplumsal ilişkilerdir. İlahi kitaplar sadece ibadetle yetinmeyip aynı zamanda hayatın her alanında Emir ve yasakları bize bildirdiği için toplumsal olan ilişkilerimizde düzene koyacak bazı Emir ve yasaklar bildirmektedir.


YORUMLAYALIM


KUR’AN’A SARIL

Kur’an Rabbimiz’in yaktığı ışık
Bu millet Kur’an’a ezelden âşık
O bal çömleğidir dal kaşık kaşık
Kur’an’ı elinden bırakma kardeş
Emelin doğruyu, hakkı bulmaksa
Cennet’e girmekse, mutlu olmaksa
Bilgiyi doğrudan Hak’tan almaksa
Başka bir kitaba sen bakma kardeş
…..
Namazda Kur’an’ı dilinden oku
Başka dile sapma, saplama oku
Hiçbir dilde yoktur o eşsiz doku
Dînine fitneyi gel sokma kardeş
Lafzı güzel onun mânası güzel
Eşsiz vasıfları kendine özel
Güzelleşmek için gel Kur’an’a gel
Bu nûr ırmağına gir, çıkma kardeş
Anlamaya karşı çıkanlar mı var
Kulağına pamuk tıkanlar mı var
Öze, maksada yan bakanlar mı var
Bunlar demagoji sen takma kardeş
Dünyayı istersen Kur’an’a sarıl
Ukbâyı istersen Furkan’a sarıl
Kur’an’dan aldığın irfana sarıl
Başka bir vâdiye sen akma kardeş

Hayrettin KARAMAN (Dert Söyletir, s. 101.)


Soru : Yukarıdaki şiire göre “Kur’an’a sarılmak” ifadesinden ne anlıyorsunuz? Yorumlayınız.


Cevap :

Yukarıdaki şiire göre “Kur’an’a sarılmak” ifadesinden anladığım dünyasını ve ahiretin düzene sokmak, kurtarmak isteyen kimsenin Kur’an’a tabi olma ve okuyarak, onu anlayarak hayatına geçirmesidir.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 121 Cevapları


Soru : Kur’an-ı Kerim’de emredilen ibadetlerden altı tanesini yukarıdaki çizelgeye yazınız.


Kısa Cevap : “Kur’an-ı Kerim’de emredilen ibadetlerden altı tanesini yukarıdaki çizelgeye yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Kur’an-ı Kerim’de geçen ibadetlerin bazıları şunlardır.

  1. Allah’a kulluk etmek
  2. Ana babaya iyilik yapmak
  3. Yoksa iyilikte bulunmak
  4. Komşuya iyilikte bulunmak
  5. Akrabaya iyilikte bulunmak
  6. Sıla-i rahim yapmak
  7. Dua etmek

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 123 Cevapları


“Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.” (Tirmizî, Birr, 33.)

Soru : Yukarıdaki hadiste anlatılmak istenen nedir? Yorumlayınız.


Cevap :

Yukarıdaki hadiste anlatılmak istenen güzel ahlakın bütün mallardan üstün olduğu ve kişinin çocuğuna güzel ahlak vermesini her şeyden önemli olduğudur.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 124 Cevapları


EŞLEŞTİRELİM


Soru : Aşağıda verilen ayetleri konularına göre eşleştiriniz.


Cevap :

  1. Aile ilişkileri
  2. Miras
  3. Toplumsal İlişkiler
  4. Ticaret
  5. Suç ve Ceza

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 125 Cevapları


ARAŞTIRALIM


Soru : Kur’an-ı Kerim’de hangi kıssaların yer aldığını araştırınız.


Kısa Cevap : “Kur’an-ı Kerim’de hangi kıssaların yer aldığını araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Habil Ve Kabil ile ilgili ayetler ve Kuranı Kerimde Kıssalarının Geçtiği Yerler

Onlara Âdem’in iki oğlunun başından geçen ibret verici şu gerçeği anlat: Onlar Allah’a birer kurban takdîm etmişlerdi de birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen kıskanıp: “Seni mutlaka öldüreceğim” deyince, öteki şu cevabı vermişti: “Allah ancak takvâ sahiplerinin ibâdetini kabul buyurur.”
Mâide / 27. Ayet

“Sen beni öldürmek için elini uzatsan bile, ben seni öldürmek için elimi uzatacak değilim. Çünkü ben, Âlemlerin Rabbi Allah’tan korkarım.”
Mâide / 28. Ayet

“Doğrusu ben isterim ki, sen hem benim günahımı hem kendi günahını yüklenesin de ateş ehlinden olasın. Zâlimlerin cezası işte budur.”
Mâide / 29. Ayet

Nihâyet nefsi onu kardeşini öldürmeye sürükledi; onu öldürdü de mahvolup gidenlerden oldu.
Mâide / 30. Ayet

Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermesi için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Kãtil bunu görünce: “Yazıklar olsun bana! Şu kargadan daha bilgisiz, daha mı âcizim ki, kardeşimin cesedini nasıl ortadan kaldıracağımı bilemedim” diye dövündü ve pişmanlığa düşenlerden oldu.
Mâide / 31. Ayet

İşte bundan dolayı İsrâiloğulları için şu hükmü koyduk: “Bir cana kıymanın veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmanın cezası olmaksızın kim bir kimseyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller, mûcizeler getirdiler. Ne var ki, bütün bunlardan sonra onların pek çoğu hâlâ yeryüzünde taşkınlık yapıp durmaktadırlar.
Mâide / 32. Ayet

Eyyüb aleyhisselam ile ilgili ayetler ve Kuranı Kerimde Kıssalarının Geçtiği Yerler

En’am Suresi, 84 Ve ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh’u ve onun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
Enbiya Suresi, 83 “Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: “Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.”
Sad Suresi, 41 Kulumuz Eyyub’u da hatırla. Hani o: “Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azap dokundurdu” diye Rabbine seslenmişti.
Sad Suresi, 42″Ayağını depret. İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su, diye vahyettik.).
Sad Suresi, 43t” Katımız’dan ona bir rahmet ve temiz akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir benzerini de bağışladık.
Sad Suresi, 44 “Ve eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma.” Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah’a) yönelip-dönen biriydi.

Ashabı Kehf ile ilgili ayetler ve Kuranı Kerimde Kıssalarının Geçtiği Yerler

Rasûlüm! Yoksa sen sadece Ashâb-ı Kehf ve Ashâb-ı Rakîm’in mi ibrete şâyan âyetlerimizden olduğunu sandın? Öyle sanma; başka nice ibretâmiz âyetlerimiz var! (Kehf / 9. Ayet)

Hani o genç yiğitler mağaraya sığınıp: “Rabbimiz bize katından bir rahmet ver, bize yardım et; şu işimizde doğru ve rızâna uygun olan ne ise onu bize nasip eyle!” diye niyâz etmişlerdi. (Kehf / 10. Ayet)

Bunun üzerine biz de onları sığındıkları o mağarada yıllarca sürecek derin bir uykuya daldırdık. (Kehf / 11. Ayet)

Sonra iki fırkadan; Ashâb-ı Kehf ve düşmanlarından hangisinin bekledikleri gayeyi daha iyi hesap etmiş olduğunu ortaya çıkarmak için onları tekrar uyandırdık. (Kehf / 12. Ayet)

Şimdi biz, onların başından geçen ibretli hâdiseyi bütün gerçekliğiyle sana anlatacağız: Hiç şüphesiz onlar Rablerine iman etmiş genç yiğitlerdi; biz de onların imanlarını daha da artırdık. (Kehf / 13. Ayet)

Kalplerine tam kuvvet ve metânet verdik de zâlim krala karşı kıyâm ettiklerinde şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’tır. Biz O’ndan başkasını ilâh kabul edip tapmayız. Böyle bir şey yaparsak, yemin olsun ki gerçek dışı, pek saçma bir iddiada bulunmuş oluruz.” (Kehf / 14. Ayet)

“Şu bizim halkımız ise tuttular, Allah’tan başka ilâhlar edindiler. Madem öyle, onların gerçek ilâh olduklarına dair açık bir delil getirmeleri gerekmez mi? Artık Allah adına yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir?” (Kehf / 15. Ayet)

İçlerinden biri şöyle dedi: “Madem ki siz onları ve onların Allah’tan başka taptıklarını terk ettiniz, o halde mağaraya sığının ki Rabbiniz üzerinize rahmetini yaysın, işinizde size kolaylık ve fayda ihsân etsin.” (Kehf / 16. Ayet)

Rasûlüm! Orada bulunsaydın güneşin doğduğu zaman onların mağaralarını sağ taraftan dolaştığını, battığı zaman ise onları sol taraftan makaslayıp geçtiğini, böylece üzerlerine doğup onları rahatsız etmediğini görürdün. Onlar mağaranın genişçe bir yerinde idiler. Onların bu şekilde korunmaları, Allah’ın kudretini gösteren delillerden biridir. Allah kimi doğru yola erdirirse, işte gerçekten doğru yola ermiş kimse odur. Kimin de yoldan sapmasına fırsat verirse, artık sen ona doğru yolu gösterecek bir yardımcı bulamazsın. (Kehf / 17. Ayet)

Onlar uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Tek yanlarına yatıp zarar görmemeleri için biz onları kâh sağa kâh sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmaktaydı. Eğer onları bu halleriyle görseydin dönüp kaçardın ve onlar yüzünden için korkuyla dolardı. (Kehf / 18. Ayet)

Biz onları uyuttuğumuz gibi, durumlarını aralarında soruşturmaları için öylece de uyandırdık. İçlerinden biri: “Burada ne kadar kaldınız?” diye sordu. Bir kısmı: “Bir gün, belki bir günden de az” diye cevap verdi. Diğerleri ise şöyle dediler: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi birinizi şu gümüş parayla şehre gönderin de yiyeceklerin hangisi daha temiz ve daha güzelse baksın, ondan size biraz yiyecek getirsin. Fakat çok nazik ve tedbirli davransın da sakın sizi ve yerinizi hiç kimseye sezdirmesin.” (Kehf / 19. Ayet)

“Çünkü eğer şehir halkı yerinizi öğrenirde sizi ellerine geçirirlerse ya sizi taşlayarak öldürürler veya sizi kendi dinlerine döndürürler. İşte o zaman ebediyen kurtuluşa eremezsiniz.” (Kehf / 20. Ayet)

Böylece biz insanları onların durumundan haberdar ettik ki, Allah’ın va‘dinin gerçek olduğunu ve kıyâmetin mutlaka kopacağında hiç şüphe olmadığını bilsinler. Vefatlarının ardından halk, aralarında Ashâb-ı Kehf’in bu fevkalade hallerini tartışmaya başlamışlardı. Bir kısmı: “Üzerlerine bir anıt dikin; onların durumlarını en iyi Rableri bilir” dediler. Onlar için ne yapılacağı konusunda görüşleri ağır basanlar ise: “Hayır, onların yanıbaşlarına mutlaka bir mescid yapacağız” dediler. (Kehf / 21. Ayet)

İnsanlar, bu kıssanın verdiği dersler üzerinde düşünecek yerde: “Onlar üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir” diyecekler. “Beş kişidir, altıncıları köpekleridir” diyecekler. Bunların yaptıkları gaybı taşlamaktan ibarettir. Bir grup da: “Onlar yedi kişidir, sekizincileri köpekleridir” diyecekler. De ki: “Rabbim onların sayısını daha iyi bilir. Zâten onlar hakkında doğru bilgi sahibi olan çok az insan vardır.” O halde onlar hakkında Kur’an’da haber verilen açık delillerin dışında kimseyle tartışmaya girme ve onlarla ilgili olarak hiç kimseye bir şey sorma! (Kehf / 22. Ayet)

Hiçbir şey hakkında: “Ben yarın mutlaka şu işi yapacağım” deme. (Kehf / 23. Ayet)

Ancak: “İnşallah; Allah izin verirse yapacağım” de. Bunu söylemeyi unuttuğun zaman Rabbini hatırla ve: “Umarım ki Rabbim beni bundan daha yakın bir vakitte dosdoğru ve güzel bir başarıya eriştirir” de. (Kehf / 24. Ayet)

Yine bir kısmı: “Onlar mağaralarında üç yüz sene kaldı” dediler; bir kısmı da buna dokuz sene daha ilâve ettiler. (Kehf / 25. Ayet)

De ki: “Onların ne kadar kaldığını en iyi Allah bilir. Çünkü göklerin ve yerin gaybı Allah’ın elindedir. O ne kadar güzel görür, ne kadar güzel işitir. İnsanların Allah’tan başka hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur. Allah, hükmüne ve hâkimiyetinin icrâsına hiç kimseyi ortak etmez.” (Kehf / 26. Ayet)



 

Our Score