8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 30-33-34-35-36-37 Ferman Yayıncılık
8. Sınıf Türkçe Kitabı Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37
8. Sınıf Türkçe Kitabı Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Etkinlik Cevapları
8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 30-33-34-35-36-37
Soru : İnsanların konuşurken kullandığı kelimeler bize o kişi hakkında ne tür bilgiler verir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
Kısa Cevap : “İnsanların konuşurken kullandığı kelimeler bize o kişi hakkında ne tür bilgiler verir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Bence bir insanla konuşurken onun kullandığı kelimeler ahlakını, karakterini, kültür seviyesini ortaya koyar.
Verdiğiniz sorulara nasıl cevap verdiği ve sizin duygularınız karşısında nasıl konuşup tepki verdiği o insanın nasıl bir insan olduğunu gösterir.
Hepimiz özellikle sinirli olduğumuz zamanlarda bilinçaltımızdaki duygu ve düşünceleri açıkça söylemek zorunda kalırız. Veya öfkelendiğimiz zaman kullandığımız kelimeler ahlak seviyemizi ve neler yapabileceğimizi gösterir.
Sizin sorularınıza veya konuşmalarınıza karşı dinleme şekli, kullanmış olduğu kelimeler de büyük ipuçlarıdır.
Belirli bir zaman konuşarak karşımızdaki insanı büyük hoca tanıyabilir böylece ilişkimizi ona göre düzenleyebiliriz.
Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek
Ben gelmedim dava için
Benim işim sevi için
dizeleriyle yüzyıllar ötesinden seslenen Yunus Emre bir başka şiirinde;
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz.
diyor; dünyanın geçiciliği karşısında sevmenin, sevilmenin daha önemli olduğunu vurguluyor.
Ozanımız Karacaoğlan,
Kınamazlar güzel sevse yiğidi,
Güzel sevmek koç yiğide ar değil. diyerek güzel seven yiğidin kınanamayacağını, sevmenin utanılacak bir şey olmadığını dile getiriyor.
Sait Faik de her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağını söylüyor…* Edebiyatımızdan pek çok başka örnek verilebilir… Sayısız sanatçımızın, sayısız eserinde sayılamayacak kadar çok kullandığı sevi, sevgi, sevgili, sevim, sevimli, sevinç, sevinçli gibi sözlerimiz, en eski dönemlerinden bu yana yüzlerce yıldır Türkçemizde var olan sevmek sözüne dayanmaktadır.
8. Sınıf Türkçe Ferman Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 31 Cevapları
İlk yazılı kaynaklarımızda seb- biçiminde geçer bu sözümüz… Eb sözünün ev, sab sözünün sav olması gibi seb- sözü de Türkiye Türkçesinde de sevmek biçiminde değişmiştir. Bu ses değişikliğinin Türk lehçelerinde farklı biçimlerde yaşanması sonucunda sevmek sözü Türk yazı dillerinde ve lehçelerinde değişik biçimlerde kullanılmaktadır. Farklı sözlermiş gibi görünse de bütün bu biçimler Eski Türkçe dönemindeki seb- köküne dayanmaktadır.
Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’e göre sevmek sözü Türkiye Türkçesinde ‘Sevgi ve bağlılık duymak.’, ‘Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek.’, ‘Çok hoşlanmak.’, ‘Okşamak.’, ‘Yerini, şartlarını uygun bulmak.’ gibi beş ayrı anlamda kullanılmaktadır. Bu anlamlardan ‘Yerini şartlarını uygun bulmak’ insanlar için olduğu kadar bitkiler ve hayvanlar için de söz konusu olabilmektedir. Örneğin, bir insanın sıcak yeri tercih etmesi, bir çiçeğin güneşli yerde daha hızlı büyümesi sevmek sözünün yerini, şartlarını uygun bulmak anlamıyla kullanılmasıdır.
Türkçede sev- kökünden türetilmiş pek çok sözümüz bulunmaktadır: Sevecen, ‘acıyarak ve koruyarak seven’ anlamındadır. Yabancı kökenli şefkâtli ve müşfik de aynı anlamdadır. Sevecenlik ise ‘acıyarak ve koruyarak sevme’ karşılığındadır. Sever sözü, barışsever, çiçeksever, dilsever, hayırsever, vatansever, yardımsever, yurtsever gibi pek çok birleşik sözde seven kimse için kullanılırken severlik sözü de sever olma durumunu ifade etmek üzere birleşik söz yapımında yer alır.
İnsanı ‘bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu’ ise yine sev- kökünden türemiş olan sevgidir. Sevgi beslemek ‘sevgi duymak, sevmek’ anlamındadır. Sevginin yoğun olarak sergilenmesi durumu için ise sevgi seli sözünü kullanırız.
Sevgili sözü sevgiden türemiştir ve ‘sevgi ve bağlılık duyulan’ anlamındadır. Bu sözün ikinci anlamı ise sevilen ve âşık olunan kimsedir. Bu anlamdaki sevgili sözünün yakın anlamlı karşılıkları ise yavuklu, dost, yar, canandır.
Arapça kökenli aşk sözünün Türkçe karşılığı sevidir. Yunus Emre’nin de kullandığı bu söz aşırı sevgi ve bağlılık duygusu anlamındadır. Görür görmez seven, âşık olan kimse için Türkçede kullandığımız sözümüz şıpsevdidir. (…) ‘Sevinç duymak’ anlamındaki sevin-, sevinme, seviniş, sevinç sözlerine de kaynaklık etmiştir.
8. Sınıf Türkçe Ferman Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 32 Cevapları
‘İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan, çoşku’ anlamında kullandığımız sevinç sözüyle yapılan sevinç yaşları (veya gözyaşları) dökmek ‘sevinçten ağlamak’, sevinci kursağında kalmak ‘bir engel sebebiyle hayal kırıklığına uğramak’, sevincinden ağzı kulaklarına varmak ile sevinçten uçmak ise ‘çok sevinmek’ anlamlarında dilimizin söz varlığında yer almaktadır. ‘Sevinci olan ve sevinç veren’ karşılığında kullandığımız sevinçli, ‘sevinci olmayan, sevinç vermeyen’ karşılığında kullandığımız sevinçsiz de aynı köke dayanmaktadır. ‘Maddi, manevi mutluluk içinde yaşama’ ve ‘durumundan, yaşantısından memnun olma duygusu’ anlamlarındaki yaşama sevinci de bu sözle yapılmış birleşiktir (…) ‘Sevilmeyen, hoşa gitmeyen bir davranışta bulunan kimseler’ için alay yollu söylediğimiz söz de sevsinler biçimindedir.
İçinde sevgi, sevmek gibi sözler geçmese de bazı sözlerimiz de bu anlamlarda kullanılmaktadır: ‘Çok sevgi ve özen göstermek’ anlamındaki üzerine titremek, ‘birine karşı sevgi veya ilgi duymak’ anlamındaki yakınlık duymak bu sözlerimizden bazılarıdır. Değindiklerimizin yanı sıra Türkçenin söz varlığında sev- kökünden türemiş ya da bu sözle birleşikler yapılmış daha pek çok sözcüğümüz var. Bu sözlerimizi Türkçe Sözlük’ten veya sanal ortamdaki sözlüğümüz Güncel Türkçe Sözlük’ten öğrenebilirsiniz. Ayrıca, yabancı kökenli olmalarına karşın Türkçenin söz varlığında yüzlerce yıl kullanılmış olan sevda, muhabbet, aşk ile bu sözlerden türemiş sözcüklerden bazıları hâlâ günümüzde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.
(…) Şükrü Halûk AKALIN
Türk Dili Dil ve Edebiyat dergisi
(Kısaltılmıştır.)
8. Sınıf Türkçe Ferman Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 32 Cevapları
1. ETKİNLİK
Soru : Okuduğunuz metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarını aşağıya yazınız. Metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz. Anlamını öğrendiğiniz yeni kelime/kelime gruplarını sözlüğünüze yazınız. Öğrendiğiniz kelimeleri birer cümlede kullanınız.
Cevap :
Ozan Kelimesi
Kelime/Kelime Grubu : Kelime
TDK Sözlük Anlamı: Şair
Tahminim: Şair
Cümlem :
- Büyük ozan meğer ne büyük çileler çekmiş.
- Büyük ozan doğaçlama ile hem çalar hem de söylermiş.
- Kurallara bakınca ozan olmanın o kadar kolay bir şey olmadığını anladım.
- Ozanın sesi yürekleri dağlıyor oradaki herkesi ağlatıyordu.
- Küçük ozan yarışmada kendini kanıtlamaya çalışıyordu.
Lehçe Kelimesi
Kelime/Kelime Grubu : kelime
TDK Sözlük Anlamı: konuşma tarzı
Tahminim: Şive
Cümlem :
- Bu yörenin lehçesine alışabildin mi?
- Aynı yerde yaşamamıza rağmen lehçelerimiz ne kadar da farklı değil mi?
- Sizin lehçenizde bu nasıl söyleniyor?
- Lehçesinden nereli olduğunu tahmin etmek hiçte zor değil.
- Minik kız lehçesi ile konuştukça yürekleri kazanıyordu.
Sevgi Seli Kelimesi
Kelime/Kelime Grubu : Kelime grubu
TDK Sözlük Anlamı: çok sevgi gösterisi
Tahminim: Aşırı sevgi gösterilmesi
Cümlem :
- Bana gösterdiği bu sevgi seli beni şaşırtmıştı.
- Yaptıklarından sonra kısa süreli yapmış olduğu sevgi seli gösterisine inanma.
- Sevgi seli olup aktı bir anda sanki.
- Bu kadar zaman sonra bu sevgi selini beklemiyordum.
- Bu sevgi seli sana inandırıcı geldi mi?
Şıpsevdi Kelimesi
Kelime/Kelime Grubu : kelime grubu
TDK Sözlük Anlamı: Görür görmez seven, âşık olan kimse
Tahminim: Çabucak seven
Cümlem :
- Herkes onun ne kadar şıpsevdi olduğunu bilir.
- Beni şıpsevdinin teki sandı herhakde.
- Böyle şıpsevdi insanlardan hiç hoşlanmam.
- Bence o şıpsevdiye güvenme, uzak dur.
- Şıpsevdinin tekiymiş, baksana hemen birini bulmuş.
Sevinci Kursağında Kalmak Kelimesi
Kelime/Kelime Grubu : Kelime grubu
TDK Sözlük Anlamı: bir engel sebebiyle hayal kırıklığına uğramak.
Tahminim: engel çıkınca hevesi yarım kalmak
Cümlem :
- Onu karşısında görünce hevesi kursağında kaldı.
- Çocuğun hevesini kursağında bırakma.
- Bırak oynasın ,hevesi kursağında kaldı.
- Baksana hevesi kursağında kaldı resmen.
- Tam alışmıştım ki hevesim kursağımda kaldı.
2. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.
1. Sevgi ile ilgili kimlerin sözüne yer verilmiştir?
Cevap :
Sevgi ile ilgili Sait Faik Abasıyanık, Karacaoğlan, Yunus Emre ‘ nin sözlerine yer verilmiştir.
2. Dilimizde sevgi mesajı veren atasözlerini TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten araştırınız.
Cevap :
Dilimizde sevgi mesajı veren atasözleri
- Kalp kalbe karşıdır
- Yiğidi gül ağlatır gam öldürür
- Gülü seven dikenine katlanır
- Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz
3. Yunus Emre, “Sevelim sevilelim,/Dünya kimseye kalmaz.” dizeleriyle sizce ne anlatmak istemiştir?
Uzun Cevap :
Yunus Emre, “Sevelim sevilelim,/Dünya kimseye kalmaz.” dizeleriyle anlatılmak istenen bence hayatım kimlere ve düşmanlıklara yer olmayacak kadar kısa olduğu ve insanın o kısa hayatta affederek sevmesi ve sevilmeyi tatması gerektiğidir.
Hayvanlar ve bitkilere baktığımız zaman bile onların bile sevgiden anladığı ve sevgi gördükleri zaman çok daha farklı hareket ettikleri gözlemlenmiştir.
Bitkiler bile sevildiği zaman farklı tepkiler verir ve büyürler.
İnsan hayatı çok uzun değildir. Bu kısa olan hayatını güzellikler ve sevgiyle süslendirmeli, kötülüklerle harap etmemelidir.
Bu sözde bu kısa olan zamanı en güzel şekilde değerlendirmemiz için bize bir öğüttür.
4. “Sev-” sözcüğünden türeyen kelimeleri ve anlamları söyleyiniz.
Kısa Cevap : ““Sev-” sözcüğünden türeyen kelimeleri ve anlamları söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
“Sev-” sözcüğünden türeyen kelimeler ve anlamları
Sevdalanma: sevdalanmak eylemi.
Sevdirmek: sevmesini sağlamak.
Sevmek: 1.sevgi ve bağlılık duyumsamak.
2.birine gönül vermek, sevgiyle bağlanmak, âşık olmak.
Sevilmek: sevmek eylemine konu olmak.
Sevgili: Sevilen ve âşık olunan kimse, yavuklu, dost, yâr, canan
Sevimli: sevilecek, hoşa gidecek yönü, özelliği bulunan
Sevinç: çok istenen ya da hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyumsanan coşku.
Sevi: güçlü sevgi ve bağlılık duygusu, aşk, sevda.
Vatansever: yurdunu ve ulusunu büyük bir coşkuyla seven, onların uğrunda her türlü özveriye katlanan (kimse).
Yardımsever: yardım etmekten kaçınmayan, herkese yardım eden, yardım etmekten hoşlanan (kimse).
Hayırsever: yoksullara, düşkünlere, yardıma gereksinim duyan kimselere iyilik ve yardım etmesini seven (kimse).
5. İçinde “sevgi, sevmek” gibi sözcükler geçmese de bu anlamlarda kullanılan sözcük grupları nelerdir? Anlamlarıyla birlikte söyleyiniz.
Cevap :
İçinde “sevgi, sevmek” gibi sözcükler geçmese de bu anlamlarda kullanılan sözcük grupları
Aşık Olmak: aşk ile bağlanmak, sevmek.
Gönül Vermek: (birine, bir şeye) sevgiyle, aşkla bağlanmak, âşık olmak.
Gönül bağı: duygusal ilişki, sevgi bağı anlamına gelen bir deyimdir.
3. ETKİNLİK
Soru : Okuduğunuz metne uygun yeni başlıklar bularak bu başlıkları aşağıya yazınız. Neden bu başlıkları tercih ettiniz? Açıklayınız.
Cevap :
TDK Dilinde Sevmek
Güzel Türkçemizde Sevmek Ne Demek?
Sevgiyi Türkçe Denizinde Tarif Etmek
Yazımızda hem sevmek hem de TDK ve Türkçemizde sevgi fiili işlendiği için bu başlıkları tercih ettim.
8. Sınıf Türkçe Ferman Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 34 Cevapları
4. ETKİNLİK
Yanlışlığı ya da doğruluğu kişiye göre değişmeyen, kanıtlanabilen cümlelere “nesnel yargı bildiren”; yanlışlığı ya da doğruluğu kişiye göre değişen, yorumlanabilen cümlelere “öznel yargı bildiren” cümleler denir.
Soru : Yukarıdaki açıklamadan yararlanarak yazarın metinde kullandığı öznel ve nesnel yargı bildiren cümleleri tespit ediniz. Aşağıya bu cümlelerden örnekler yazınız.
Cevap :
Öznel Yargı Bildiren Cümleler =
- Sevelim sevilelim /Dünya kimseye kalmaz
- Kınamazlar güzel sevse yiğidi,/ Güzel sevmek koç yiğide ar değil.
Nesnel Yargı Bildiren Cümleler =
- Yerini şartlarını uygun bulmak’ insanlar için olduğu kadar bitkiler ve hayvanlar için de söz konusu olabilmektedir.
- Görür görmez seven, âşık olan kimse için Türkçede kullandığımız sözümüz şıpsevdidir. (…)
- Arapça kökenli aşk sözünün Türkçe karşılığı sevidir.
5. ETKİNLİK
Soru : Aşağıda, okuduğunuz metinden bir paragraf verilmiştir. Yazar, bu paragrafta anlatım biçimlerinden biri olan açıklayıcı anlatımdan yararlanmıştır. Siz de okuduğunuz metinden açıklayıcı anlatım örneği bularak örneğinizi noktalı alana yazınız.
“Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’e göre sevmek sözü Türkiye Türkçesinde ‘Sevgi ve bağlılık duymak.’, ‘Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek.’, ‘Çok hoşlanmak.’, ‘Okşamak.’, ‘Yerini, şartlarını uygun bulmak.’ gibi beş ayrı anlamda kullanılmaktadır. Bu anlamlardan ‘Yerini şartlarını uygun bulmak’ insanlar için olduğu kadar bitkiler ve hayvanlar için de söz konusu olabilmektedir. Örneğin, bir insanın sıcak yeri tercih etmesi, bir çiçeğin güneşli yerde daha hızlı büyümesi sevmek sözünün yerini, şartlarını uygun bulmak anlamıyla kullanılmasıdır.”
Cevap :
Türkçede sev- kökünden türetilmiş pek çok sözümüz bulunmaktadır:
Sevecen, ‘acıyarak ve koruyarak seven’ anlamındadır. Yabancı kökenli şefkatli ve müşfik de aynı anlamdadır. Sevecenlik ise ‘acıyarak ve koruyarak sevme’ karşılığındadır.
Sever sözü, barışsever, çiçeksever, dilsever, hayırsever, vatansever, yardımsever, yurtsever gibi pek çok birleşik sözde seven kimse için kullanılırken severlik sözü de sever olma durumunu ifade etmek üzere birleşik söz yapımında yer alır.
8. Sınıf Türkçe Ferman Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 35 Cevapları
6. ETKİNLİK
Soru : Okuduğunuz metinde yazarın kullandığı düşünceyi geliştirme yollarını (tanımlama, örneklendirme, tanık gösterme, karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma, benzetme) belirleyiniz. Seçtiğiniz düşünceyi geliştirme yolunu örnekleyen paragrafı noktalı alana yazınız.
Kısa Cevap :
Tanık Gösterme
- Sait Faik de her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağını söylüyor…
- Ozanımız Karacaoğlan, “Kınamazlar güzel sevse yiğidi,/Güzel sevmek koç yiğide ar değil.” diyerek güzel seven yiğidin kınanamayacağını, sevmenin utanılacak bir şey olmadığını dile getiriyor.
Örneklendirme
- Türkçede sev- kökünden türetilmiş pek çok sözümüz bulunmaktadır: Sevecen, ‘acıyarak ve koruyarak seven’ anlamındadır. Yabancı kökenli şefkâtli ve müşfik de aynı anlamdadır. Sevecenlik ise ‘acıyarak ve koruyarak sevme’ karşılığındadır.
- Sever sözü, barışsever, çiçeksever, dilsever, hayırsever, vatansever, yardımsever, yurtsever gibi pek çok birleşik sözde seven kimse için kullanılırken severlik sözü de sever olma durumunu ifade etmek üzere birleşik söz yapımında yer alır.
7. ETKİNLİK
Soru : Herhangi bir hazırlık yapmadan sınıfınızda “sevginin gücü” konulu bir konuşma yapınız. Arkadaşlarınızdan yaptığınız konuşmayı değerlendirmelerini isteyiniz.
Uzun Cevap :
Sevgili Arkadaşlarım,
Sevgi bütün canlıları etkileyen içgüdüsel ve yerine hiçbir şey koyulamayacak kadar değerli bir duygudur.
Sevgi biri sana hayatı boyunca her alanda etkileyebileceği gibi hayvanlar ve bitkiler üzerinde bile etkilidir.
Sevgi gören bir bitkinin nasıl yeşerdiği ve büyüdüğü , bir hayvanın nasıl kendisini sevene teslim olduğu ve koruduğu şaşkınlıkla gözlemlenmiştir.
Aslında durum insanlar için de çok farklı değildir. Bir bebek doğduğu andan itibaren ölene kadar daima sevmek ve sevilmek istemektedir.
Sevgi görünmeyen bir duygu olmasına rağmen sevilen insanların hayata, hastalıkları ve her şeye karşı nasıl dirençli ve güçlü olduğunu şaşkınlıkla gözlemlemekteyiz.
İşte bu kadar sevginin gücü sayesinde olur. Bir insan ne kadar başarılı olursa olsun sevilmeye olan ihtiyacı asla azalmaz ve bir insan sevildiğini hissetmedikçe kalabalıklar arasında kendini yalnız hissedebilir.
Hayatımızda çok geç olmadan sevginin gücünün farkına varmalı bu kısa hayatı hem sevmeli hem de sevilmeliyiz.
8. ETKİNLİK
Soru : Defterinize 2. etkinlikte araştırdığınız atasözlerinden biriyle bir hikâye yazınız.
Yazacağınız metinde öncelikle zaman, mekân, şahıs ve olay unsurlarını belirleyiniz. Ardından yazacağınız hikâyenin serim, düğüm ve çözüm bölümlerinde anlatacaklarınızı planlayınız. Metni yazarken yazım kurallarına uymaya özen gösteriniz.
Kısa Cevap :
Kalp kalbe karşıdır
Zaman: Geçmiş zaman
Mekan: belirsiz
Şahıslar: Teyze ve ise giden genç
Olay: Teyze ve genç işçinin birbirlerine anne evlat sıcaklığı hissetmeleri
Serim: Bir kış gününde her gün işe giderken camın önündeki yaşlı teyzeyi fark eden adamın içerisinde farklı bir huzur ve mutluluk belirirdi.
Düğüm: Nedenini anlayamasa da her sabah ocağa bakmadan geçemez sanki bir görevi yerine getiriyormuş gibi gözü hemen cama takılırdı.
Kendi kendine teyzenin rahatsız olmaması için cama bakmamaya karar vermişti.
Bir gün merak ederek cama bakınca teyzenin orada olmadığını fark etti. İş dönüşü cesaretini toplayarak onu ziyarete gitti.
Meğer teyze onu bir oğlu gibi sevmiş ve kendisi cama bakmaktan vazgeçince her gün heveslenerek ve zorla çıkmış olduğu koltuğa çıkmayı bırakmıştı.
Çözüm: Rahatsız olmasından korktuğunu söyleyen gence “Kalp kalbe karşıdır yavrum seni oğluma benzettim ” dedi. Oğlan gülümseyerek “Gerçekten kalp kalbe karşı. Bende seni anneme benzetmişim. Seni görünce içimin huzurunu şimdi anlamlandırdım.” dedi.
Uzun Cevap :
Gülü seven dikenine katlanır
Zaman: Geçmiş Zaman
Mekan: İstanbul’un küçük bir semti
Şahıs: Bir çift, çocukları ve arkadaşları
Olay: Çocuğu olmayan bir çiftin çocukları olması ve ona olan sabırları
Serim: İnsanın bir şeye dayanması ve onu hoş görmesi sevgiden mi dersiniz yoksa uzun bir bekleyişin vermiş olduğu hasretten mi?
Düğüm: İstanbul’un küçük bir semtinde yıllarca kaseti ile yanan bir çift vardı. Yıllarca çocukları olmasını beklemiş ne tedavi ne de başka hiçbir şey çare olmamıştı.
Babasından miras kalan tarlaları da düşünmeden satmış ve tedavi olmak için hepsini harcamışlardı.
Umutların yeteceği sırada kadın hamile olduğunu öğrenmiş ve mutluluktan neredeyse uçmuştu.
Geçirilen ağır bir hamileliğe rağmen kadın olan hiç şikayetçi olmuyor bu bebeğini kucağına alacağı güne hasetle bekliyordu.
Nihayet çocuğu olmuş ve büyümeye başlamıştı. Çok afacan ve yaramaz bir çocuk olmuştu. Sabah erkenden kalkıp gece geç vakitlere kadar hiç durmadan ortalığı karıştırması, sokaklarda her yeri birbirine katması gün geçtikçe artıyordu.
Buna rağmen annesi onu yüreğine basıyor ve hiçbir zaman şikayet etmiyordu.
Arkadaşları Kendi çocuklarından yakınken bu çocuğun annesinin hiç şikayet etme işi ve onu her defasında yüreğine basışına hayret edip sabrını sırrını soruyorlardı.
Çözüm: Kadın “Ben bu çocuğu yıllarca bekledim ve birçok şey feda ettim. İki yaramazlığı için ondan şikayet mi edeceğim? Gülü seven dikenine katlanır. Siz hazırdan buldunuz diye kıymetlerini bilmiyorsunuz. Elinizden giderlerse dizlerinizi döversiniz” dedi.
Kadınlar ne kadar hata yaptıklarını anlayıp pişman oldular.
Herşeyde öyle değil mi? Kolaylıkla elde edilen herşeyden ne de çabuk sıkılıveriyor insan! Halbuki sizin şikayetleriniz başkalarının hayali çoğu zaman…
8. Sınıf Türkçe Ferman Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 36 Cevapları
9. ETKİNLİK
Soru : Aşağıda Eleanor H. Porter (Elenor H. Portır) tarafından yazılan Pollyanna (Polyanna) adlı eserin iki farklı çevirmen tarafından yazılmış, iki farklı baskısından bölümler yer almaktadır. İki metni dil, anlatım ve içerik yönünden karşılaştırınız. Metinlerin farklı ve benzer yönlerini yazınız.
1. Metin
O haziran sabahı, Polly Harrington (Poli Heringtın) mutfağa biraz telaşla girdi. Pek telaşlı biri değildi aslında; hatta sakin tavrıyla övünürdü. Ancak bugün telaş içindeydi, oradan oraya koşuşturuyordu. Mutfakta bulaşıkları yıkayan Nancy (Nensi), şaşkınlıkla
onu izliyordu. Polly Hanım’ın mutfağında sadece iki aydır çalışıyor olmasına rağmen onun telaşsız, sakin tavrını çoktan öğrenmişti.
“Nancy!” “Buyrun hanımefendi,” dedi Nancy neşeyle; bir yandan da elindeki sürahiyi kurulayarak.
“Nancy,” –Polly Harrington’ın sesi artık sertleşmişti–“ben seninle konuşurken, elindeki işi bırakıp sadece benim söylediklerimi dinlemeni istiyorum.”
Zavallı Nancy’nin yüzü kızarmıştı. Sürahiyi alelacele tezgâha bırakıp bezi de üstüne koydu, sürahi az kalsın devriliyordu ama Nancy’nin kıpırdamaya hiç niyeti yoktu. “Haklısınız hanımefendi, bundan sonra öyle yapacağım,” diye kekeledi, sürahiyi düzeltti ve hızlıca döndü. “İşimi yapmaya devam ediyordum çünkü bu sabah bana bulaşıkları hemencecik halletmemi söylemiştiniz.” Hanımefendi kaşlarını çattı.
“Bu kadar yeter, Nancy. Senden açıklama istemiyorum. Dikkat kesilmeni istiyorum.” Sessizce içini çeken Nancy “Haklısınız hanımefendi,” dedi. Bu kadını memnun edecek bir şey olup olmadığını düşündü. Nancy daha önce hiç başka bir yerde “çalışmamıştı”; ancak hasta annesi aniden dul kalınca, üç küçük kardeşiyle birlikte ortada kalmışlardı. Annesi onu geçimlerini sağlamak için bir şey yapmaya zorladı ve Nancy, tepedeki bu büyük evin mutfağında kendine bir iş bulabildiği için çok sevinmişti. Neredeyse on kilometre uzaklıktaki The Corners (Dı Kornırs) kasabasından gelen Nancy, Polly Harrington’ı sadece eski Harrington Malikânesi’nin hanımı olarak biliyordu, bir de kasabanın en zenginlerinden biri olarak. Tabii bu iki ay önceydi. Şimdi onun, yere bir bıçak düşse ya da bir kapı çarpsa hemen kaşlarını çatan, –gerçi bunlar olmadığı zaman da gülmeyi aklına pek getirmeyen– sert, gayet ciddi bir kadın olduğunu biliyordu.
Eleanor H. PORTER
Çeviri: Handegül DEMİRHAN
(Kısaltılmıştır.)
8. Sınıf Türkçe Ferman Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 37 Cevapları
2. Metin
Bir haziran sabahı Bn. Polly Harrington telaşla mutfaktan içeri girdi. Oysa, böyle davranmak hiç de âdeti değildi. O gün nedense, pek tedirgin, pek de telaşlı görünüyordu. Nancy, yıkadığı tabakları durularken, şaşırarak başını kaldırdı. Buraya geleli ancak iki ay olmuştu ama, bu süre hanımının telaşı hiç sevmediğini öğrenmesine yetmişti.
“Nancy!” Hizmetçi kız, elindeki sürahiyi durulamayı sürdürürken, neşeyle “Buyrun efendim!” dedi.
Bn. Polly’nin sesi sertleşmişti:
“Nancy, ben bir şey söylerken elindeki işi bırakıp beni dinleyeceksin, anlaşıldı mı?” Kızcağız utançla kızardı. Masanın üzerine devirdiği sürahiyi çarçabuk düzeltip “Peki efendim!” dedi. “Baş üstüne, efendim. Bu sabah bulaşık yıkarken elimi çabuk tutmamı
emretmiştiniz, ben de onun için siz konuşurken işime devam ettim efendim.”
Hanımı kaşlarını çatarak “Yeter!” diye bağırdı. “Senden lafebeliği değil, dikkat istemiştim!” Nancy hanımının böyle konuşmasına üzülmüştü; içini çekmemek için kendini zor tuttu.
Acaba bu kadına hiçbir zaman kendini beğendiremeyecek miydi? İşte bunu çok merak ediyordu. Daha önce hiçbir yerde çalışmamıştı. Hastalıklı annesi dul kalınca, Nancy de annesiyle üç küçük kardeşine bakabilmek için çalışmak zorunda kalmıştı. Kızcağız on kilometre kadar uzaktaki kasabalarından buraya gelmişti. Bayan Polly Harrington büyük Harrington Köşkü’nün hanımıydı. Harringtonların da şehrin en eski, en zengin, en iyi ailelerinden biri olduğu biliniyordu. Yalnız, bütün bunlar genç kızın iki ay önceki düşünceleriydi. Şimdi ise hanımını sert, somurtkan bir kadın olarak tanıyordu. Bu kadın kapı şöyle biraz hızlı vurulsa, yere bir şey düşüverse hemen kaşlarını çatıyordu.
(…)
Eleanor H. PORTER
Çeviri: Ülkü Tamer
(Kısaltılmıştır.)
Cevap :
Farklı Yönleri : 1. metinde anlatıcının kendi cümleleri, ikinci metinde ise kahramanların dili daha fazladır.
Benzer Yönleri : Olay, metin, yer ve zaman aynıdır.
“8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 30-33-34-35-36-37 Ferman Yayıncılık” konusunu videolu bir şekilde izleyebilir ve dinleyebilirsiniz.
Sevmek ve sevgi çok önemli erdemli davranışlar olarak bilinmektedir. Her zaman birbirimize karşı sevgiyi arttırmak ve hayvanları arkadaşlarımızı bitkileri çevremizi ve kendimizi sevmek duyarlı ve ahlaklı bir davranış olarak nitelendirilir. Sevgi ve saygı hayatımızın bir bütünüdür ahlakımızda muhakkak sevgi ve saygıyı eklemeyi unutmamalıyız sevgi ve saygıyla büyüyen bir çocuk ya da yetişen bir bitki özverili ve çok güzel bir şekilde yetişeceğini biliyoruz.